REKORU BIRAK KARAGÜMRÜK’E BAK !
Kamil ANAHAR
Aslında işin aslı şöyle hakim bey
Aslı'yı ilk gördüğüm gün başlıyor işin aslı
Aslı bir gün benim naçizane kaptan şoförlüğünü yaptığım
56 Chevrolet taksiye biniyor
ve "Karagümrük'e" diyor bana
Karagümrük o dakika gönlümün başkenti, başımın tacı, ruhumun
ilacı oluyor.
Delikanlıya yakışmaz, yolculuk esnasında en ufak bir rahatsızlık ya da edepsizlik etmiyorum.
Yalnız indiği evi, yolu, sokağı, kapıyı mıh gibi aklıma çakıyorum
"Oğlum" diyorum bizim chevrolete
"Bu kapıyı unutma
Bir gün ilk bu kapıda gelin arabası olacaksın"
Sorup soruşturup, bulup buluşturup en nihayetinde Aslı'yı
İstiyorum.
Ama gel gelelim kızın üvey anası kızı bir türlü vermeye
yanaşmıyor.
İkinci kez istemiyorum
Bu kez üvey abi "bizde taksici esnafına kız yok" diyor
Allah'ın hakkı üçtür.
"Anam seni de yorduk ama hadi bir kez daha iste" diyorum
Kapı anamın yüzüne bir kez daha kapanıyor
"Oğlum bu işin aslı yok" diyor.
Bakkalın çırağı Osman'ın eline bir mektup sıkıştırıp
Aslı'ya gönderiyorum
"Kaçar mısın benimle" diyorum "kaçarım" diye cevap yazıyor
Mübarek Cuma gününe anlaşıyoruz
Hani yalnız gitmeyeyim bizim Rıdvan'ı da çağırayım diyorum
Rıdvan beline babadan kalma altı Pakları takıp gelmiş
"Oğlum Rıdvan bu ne" diyorum. “Ne olur ne olmaz abi sen sür"
diyor.
Sürüyorum
Açıl ey Karagümrük ben geliyorum
Karagümrük yanıyor polis beni arıyor
Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor
Ben suçsuzum diyorum kimse beni duymuyor
Bunu bir tek sevdiğim bir de Allah biliyor
Aslı diyorum Aslı ne oluyor
Ne oluyor demeye kalmadan polis kapıyı çalıyor
Polis kapıyı çalıyor
Polis içeri giriyor
Memur bey diyorum kız reşit kendi isteğiyle geldi
Memur bey "tamam" diyor "kıza bişey dediğimiz yok
Ama Karagümrük yanıyor
Kızı kaçırmasına kaçırıyorsun da
Karagümrük'ü niye yakıyorsun be evladım"
Aslı bu ne diyor diyorum
Aslı hiç bişey demiyor
Meğer bizim Aslı kaçarken telaşla yemeği ocakta unutmuş
Yemek yanmış tutuşmuş
Sonra perdeler tutuşmuş
Sonra ev tutuşmuş
Sonra Karagümrük tutuşmuş
Veryansın etmiş bizim üvey kaynana sokaklarda
Taksici ramazan kızı kaçırdı mahalleyi de ateşe verdi diye
Nihayetinde attılar beni nezarete
Tez vakit sonra mahkeme günü geldi
Hakim aslıya sordu
"Kızım seni bu adamı kaçırdı"
"Evet hakim bey"
"Mahalleyi de bu adamı yaktı"
"Ee evet hakim bey"
Ne eveti Aslı
Nikâh kıymıyoruz Aslı
Ne eveti
Meğer üvey anayla üvey abi baskı yapmışlar evde kıza
Evi de mahalleyide Ramazan yaktı diyeceksin diye
7 Yıl Bayrampaşa'da geçer geçmesine de
Yalandan 7 yıl yatmak 70 yıl gibi delir kanı deliye
Birkaç güne kalmadı
Koptu kafamın bel kayışı
Dedim ki kendi kendime
Ben buradan kaçarım
Gider bu kez harbiden Karagümrük'ü yakarım
Şimdi hepiniz merak ediyorsunuz dimi hakim bey
Yaptım mı yapmadım mı diye
Yaptım
Bayrampaşa’dan kaçtım
Önce gidip üvey abisinin Balat'taki kahvesini
Daha sonra da üvey annesinin yeni aldığı evi benzin döküp
Yaktım
Şimdi hakim bey cezam neyse çekerim
İçerde de iyi hali bozmam sizi temin ederim
7 Yıl değil 70 yıl bile olsa
Paşa paşa yatarım
Karagümrük'ü yakarım
Sonra girer paşa paşa yatarım hakim bey
Paşa paşa yatarım
Karagümrük yanıyor polis beni arıyor
Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor
Ben suçsuzum diyorum kimse beni duymuyor
Bunu bir tek sevdiğim birde Allah biliyor..
Uğur Arslan’ın bu güzel bir eseriyle girmek istedim yazıma.
27 Mayıs 1984 Pazar günü saatler 13.00’ü gösteriyordu. Trabzonspor, 1983-1984 Futbol sezonun son ve şampiyonluk maçının Hüseyin Avni Aker’de Karagümrük ile yapıyordu. Trabzonspor şampiyonluğunu garantilemiş, İstanbul ekibi ise küme düşmüştü. Bordo-Mavili takım müsabakayı 2-0 kazanarak 6. Lig şampiyonluğunu kazanmış. Golleri Turgay Semercioğlu il e Levent Erköse kaydetmişti. Fırtına’nın 5 şampiyonluğunu taraftar, bu son şampiyonluğunu ise gazeteci olarak takip ediyordum.
O kadar heyecan yok gibi tribünlerde. Avni Aker pek de dolmamıştı. Şampiyonluklar artık Trabzon’da kanıksanmış olmalıydı. Karadeniz Gazetesi’nde henüz 1 yıllık spor muhabiriydim. Şefim rahmetli Ahmet Kayacık ile en güzel şampiyonluk fotoğraflarını çekmek için âdete bir avcı gibiydik.
Maç bitmişti. Taraftarlar sahaya çoktan inmişti. Ve futbolcuların formalarını sırtlarından alıyordular. Trabzonspor’un genç futbolcularından Bahattin Güneş yanıma geldi ve formasını çıkarıp bana verecekti. Çünkü çocukluk ve mahalle arkadaşım idi. Güneş’e ‘ Kardeşim çok teşekkür ederim. Bu terlettiğiniz forma benim hakkım değil, sizi, yağmur, çamur, kar demeden, kıs, yaz stata gelerek izleyen taraftarlarımızın hakkıdır. Bana değil onlardan birine verin’ diyerek kabul etmemiştim.
Guzel günlerdi. Tam 38 yıl geçti. Önümüzdeki Cuma günü yine bir Karagümrük maçı . Trabzonspor için 3 puan önemli. İstanbul ekibi rahat. Yani küme düşme gibi bir sıkıntısı yok. Takımının başında eski Fenerbahçe’nin kalecisi Volkan Demirel var. Eldiveninin arasında ustalı bıçağı taşıdığı iddia edilen bir Trabzonspor maçında çıkan olayları hatırlatmak istiyorum. Futbol sahada içinde bir oyun olmalı. Trabzonspor taraftarı çok dikkatli olmalı. Her türlü kışkırtma olabilir. Tribünlerden sahada atlayanlar, hakeme ve Karagümrük teknik direktörü ve futbolculara saldırı.
Arkadaşlar bu meslekte özellikle Trabzonspor-Fenerbahçe maçlarında neler gördüm neler yaşamadım. Otto Barıç’ten Aygün’e kadar. Hepsi tiyatroydu.. Trabzonspor Yönetimini de uyarıyorum. Benden demesi. İnşallah güzel seyirlik bir maç olur.
Trabzonspor’un rekor kırmasına yönelik haberler çıkarıp, rüzgâr estirenlere kanmayanız ve aldanmayınız. Fırtına 3-4 değil 1-0 kazansın yeter diyelim.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Kamil ANAHAR
Aslında işin aslı şöyle hakim bey
Aslı'yı ilk gördüğüm gün başlıyor işin aslı
Aslı bir gün benim naçizane kaptan şoförlüğünü yaptığım
56 Chevrolet taksiye biniyor
ve "Karagümrük'e" diyor bana
Karagümrük o dakika gönlümün başkenti, başımın tacı, ruhumun
ilacı oluyor.
Delikanlıya yakışmaz, yolculuk esnasında en ufak bir rahatsızlık ya da edepsizlik etmiyorum.
Yalnız indiği evi, yolu, sokağı, kapıyı mıh gibi aklıma çakıyorum
"Oğlum" diyorum bizim chevrolete
"Bu kapıyı unutma
Bir gün ilk bu kapıda gelin arabası olacaksın"
Sorup soruşturup, bulup buluşturup en nihayetinde Aslı'yı
İstiyorum.
Ama gel gelelim kızın üvey anası kızı bir türlü vermeye
yanaşmıyor.
İkinci kez istemiyorum
Bu kez üvey abi "bizde taksici esnafına kız yok" diyor
Allah'ın hakkı üçtür.
"Anam seni de yorduk ama hadi bir kez daha iste" diyorum
Kapı anamın yüzüne bir kez daha kapanıyor
"Oğlum bu işin aslı yok" diyor.
Bakkalın çırağı Osman'ın eline bir mektup sıkıştırıp
Aslı'ya gönderiyorum
"Kaçar mısın benimle" diyorum "kaçarım" diye cevap yazıyor
Mübarek Cuma gününe anlaşıyoruz
Hani yalnız gitmeyeyim bizim Rıdvan'ı da çağırayım diyorum
Rıdvan beline babadan kalma altı Pakları takıp gelmiş
"Oğlum Rıdvan bu ne" diyorum. “Ne olur ne olmaz abi sen sür"
diyor.
Sürüyorum
Açıl ey Karagümrük ben geliyorum
Karagümrük yanıyor polis beni arıyor
Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor
Ben suçsuzum diyorum kimse beni duymuyor
Bunu bir tek sevdiğim bir de Allah biliyor
Aslı diyorum Aslı ne oluyor
Ne oluyor demeye kalmadan polis kapıyı çalıyor
Polis kapıyı çalıyor
Polis içeri giriyor
Memur bey diyorum kız reşit kendi isteğiyle geldi
Memur bey "tamam" diyor "kıza bişey dediğimiz yok
Ama Karagümrük yanıyor
Kızı kaçırmasına kaçırıyorsun da
Karagümrük'ü niye yakıyorsun be evladım"
Aslı bu ne diyor diyorum
Aslı hiç bişey demiyor
Meğer bizim Aslı kaçarken telaşla yemeği ocakta unutmuş
Yemek yanmış tutuşmuş
Sonra perdeler tutuşmuş
Sonra ev tutuşmuş
Sonra Karagümrük tutuşmuş
Veryansın etmiş bizim üvey kaynana sokaklarda
Taksici ramazan kızı kaçırdı mahalleyi de ateşe verdi diye
Nihayetinde attılar beni nezarete
Tez vakit sonra mahkeme günü geldi
Hakim aslıya sordu
"Kızım seni bu adamı kaçırdı"
"Evet hakim bey"
"Mahalleyi de bu adamı yaktı"
"Ee evet hakim bey"
Ne eveti Aslı
Nikâh kıymıyoruz Aslı
Ne eveti
Meğer üvey anayla üvey abi baskı yapmışlar evde kıza
Evi de mahalleyide Ramazan yaktı diyeceksin diye
7 Yıl Bayrampaşa'da geçer geçmesine de
Yalandan 7 yıl yatmak 70 yıl gibi delir kanı deliye
Birkaç güne kalmadı
Koptu kafamın bel kayışı
Dedim ki kendi kendime
Ben buradan kaçarım
Gider bu kez harbiden Karagümrük'ü yakarım
Şimdi hepiniz merak ediyorsunuz dimi hakim bey
Yaptım mı yapmadım mı diye
Yaptım
Bayrampaşa’dan kaçtım
Önce gidip üvey abisinin Balat'taki kahvesini
Daha sonra da üvey annesinin yeni aldığı evi benzin döküp
Yaktım
Şimdi hakim bey cezam neyse çekerim
İçerde de iyi hali bozmam sizi temin ederim
7 Yıl değil 70 yıl bile olsa
Paşa paşa yatarım
Karagümrük'ü yakarım
Sonra girer paşa paşa yatarım hakim bey
Paşa paşa yatarım
Karagümrük yanıyor polis beni arıyor
Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor
Ben suçsuzum diyorum kimse beni duymuyor
Bunu bir tek sevdiğim birde Allah biliyor..
Uğur Arslan’ın bu güzel bir eseriyle girmek istedim yazıma.
27 Mayıs 1984 Pazar günü saatler 13.00’ü gösteriyordu. Trabzonspor, 1983-1984 Futbol sezonun son ve şampiyonluk maçının Hüseyin Avni Aker’de Karagümrük ile yapıyordu. Trabzonspor şampiyonluğunu garantilemiş, İstanbul ekibi ise küme düşmüştü. Bordo-Mavili takım müsabakayı 2-0 kazanarak 6. Lig şampiyonluğunu kazanmış. Golleri Turgay Semercioğlu il e Levent Erköse kaydetmişti. Fırtına’nın 5 şampiyonluğunu taraftar, bu son şampiyonluğunu ise gazeteci olarak takip ediyordum.
O kadar heyecan yok gibi tribünlerde. Avni Aker pek de dolmamıştı. Şampiyonluklar artık Trabzon’da kanıksanmış olmalıydı. Karadeniz Gazetesi’nde henüz 1 yıllık spor muhabiriydim. Şefim rahmetli Ahmet Kayacık ile en güzel şampiyonluk fotoğraflarını çekmek için âdete bir avcı gibiydik.
Maç bitmişti. Taraftarlar sahaya çoktan inmişti. Ve futbolcuların formalarını sırtlarından alıyordular. Trabzonspor’un genç futbolcularından Bahattin Güneş yanıma geldi ve formasını çıkarıp bana verecekti. Çünkü çocukluk ve mahalle arkadaşım idi. Güneş’e ‘ Kardeşim çok teşekkür ederim. Bu terlettiğiniz forma benim hakkım değil, sizi, yağmur, çamur, kar demeden, kıs, yaz stata gelerek izleyen taraftarlarımızın hakkıdır. Bana değil onlardan birine verin’ diyerek kabul etmemiştim.
Guzel günlerdi. Tam 38 yıl geçti. Önümüzdeki Cuma günü yine bir Karagümrük maçı . Trabzonspor için 3 puan önemli. İstanbul ekibi rahat. Yani küme düşme gibi bir sıkıntısı yok. Takımının başında eski Fenerbahçe’nin kalecisi Volkan Demirel var. Eldiveninin arasında ustalı bıçağı taşıdığı iddia edilen bir Trabzonspor maçında çıkan olayları hatırlatmak istiyorum. Futbol sahada içinde bir oyun olmalı. Trabzonspor taraftarı çok dikkatli olmalı. Her türlü kışkırtma olabilir. Tribünlerden sahada atlayanlar, hakeme ve Karagümrük teknik direktörü ve futbolculara saldırı.
Arkadaşlar bu meslekte özellikle Trabzonspor-Fenerbahçe maçlarında neler gördüm neler yaşamadım. Otto Barıç’ten Aygün’e kadar. Hepsi tiyatroydu.. Trabzonspor Yönetimini de uyarıyorum. Benden demesi. İnşallah güzel seyirlik bir maç olur.
Trabzonspor’un rekor kırmasına yönelik haberler çıkarıp, rüzgâr estirenlere kanmayanız ve aldanmayınız. Fırtına 3-4 değil 1-0 kazansın yeter diyelim.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx